“Girişmenin” evreleri

“Girişmenin” evreleri


Girişmek, yani girişimci olmaya çalışan ancak gerekli özelliklere sahip olmadığı için çok erken pes edenlerin deneme süreçlerine verdiğim isim.

Bir insan neden girişimci olmak ister?

Bunun mantıklı cevabı “ölçeklenebilir bir iş yapmak için”dir. Büyüme sınırı belli olan bir iş yaptığınızda, örneğin bir dükkan açtığınızda buna girişim denemez. Ama onu bir dükkanlar zincirine dönüştürecek bir fikriniz varsa bu bir girişimdir. Yani ölçeklenebilir bir iş yapma amacı içinde değilseniz, girişimcilik dünyasına girmek için çabalamanıza da gerek yok. Maaşlı işinizle de devam edebilirsiniz. Çünkü muhtemelen başarısız olacaksınız ve hem kendiniz hem de bu işe birlikte kalkıştığınız kişiler için zaman ve para kaybına sebep olacaksınız.

Bir ürünü kullandırmak ve satmak zaman ve tekrarlayan bir çaba ister

Ne demiştik? Bir insan ölçeklenebilir bir iş yapmak için, yani esnaflık veya maaşlı iş döngüsünün dışına çıkmak için girişimci olur. Bunun da bir bedeli olacak elbette. Çalışma ve sabır.

Her girişimde bir kırılma noktası aşaması vardır. Bu aşama çok nadir bir şekilde ilk aylarda gerçekleşse de genellikle ölüm vadisi olarak adlandırılan ilk üç yıllık sürenin ilk yılı ile üçüncü yılı arasında gerçekleşir.

Halil Erdoğmuş (ebebek kurucu genel müdürü): “Bir girişimle ilgili olarak 18-24 ay öncesi bir karar sağlıklı olamayabilir”

Bu kırılma noktasını aşana kadar çabaların aralıksız sürmesi gerekiyor. Bu hem yoğun bir çalışma, hem de risklerin alındığı bir dönemi ifade ediyor.

halil-erdogms-sureklilik

Bir ürünü kullandırmak ve satmak zaman ve tekrarlayan bir çaba ister. Örnek vermek gerekirse, BiTaksi uygulaması telefonumda yüklü olmasına ve sayısız “bedava” promosyonuna rağmen beni müşteri olarak ancak aylar sonra kazanabilmişti. Hikayesine buradan ulaşabilirsiniz. Ve ilk kullanımdan sonra benim için vazgeçilmez hale geldi. Yani dünyanın en iyi girişimini de yapsanız, herkes hemen müşteriniz olmayabilir. Ve BiTaksi’nin ancak üçüncü yılında kâra geçebildiğini de not olarak ekleyelim.

Aynı şekilde Uber. Varlığından haberdar olmama ve arkadaşlarımın gönderdiği promosyon kodlarına rağmen uzun bir süre telefonumda yüklü olmayan bir uygulamaydı. Yükledikten sonra yine uzunca bir süre deneyimlememiştim. İlk kullanımdan sonra ise BiTaksi’den daha iyi bir deneyim sundu. Ama beni kazanması çok uzun sürmüştü. Sorun bu girişimlerde değil. Başta da dediğim gibi, bir ürünü kullandırmak ve satmak zaman ve tekrarlayan bir çaba ister.

“Oturduğum yerden para aksın”

Girişime gereken sabrı göstermek, yani ihtiyacı olan zamanı vermek gerekiyor. Yeteri kadar çalışmadan ve risk almadan, oturduğunuz yerden tepenize başarı yağmasını beklemek boş bir hayal olur. Çoğu girişimci adayı Zuckerberg sendromuna kapılarak daha ilk aylarda voleyi vurmayı bekliyor. Eğer hayatta herşey böyle kolay olsaydı herkes fit, herkes ünlü, herkes iyi görünümlü, herkes zengin veya herkes başarılı olurdu. Ama değil.

Girişimci adayının gazı 4 ayda tükeniyor

Kendi çevremdeki örneklere dayanarak “girişimci adayı” olan kişilerin motivasyonun ortalama olarak 4 ay olduğunu gördüm. Yani çoğu girişken arkadaşın bir girişime 6 aylık bile sabrı yok.

Girişmenin evreleri:

  • Haydi girişim yapalım: Bir iki ortak bulunur, bir fikrin üzerinden harekete geçilir.
  • Girişim evresi: Biraz çaba gösterilir, bir şeyler yapılır, herkes heyecanlıdır.
  • Sıkılma ve pes etme: Beklenen büyük sonuçlar ve para akışı gerçekleşmez. Ortaklar sıkılır, ekip dağılır.

Girişimcinin gazının tükenme sebepleri:

Vizyonsuzluk: Hayal kurmakla hayallerine inanmak arasında önemli bir fark vardır. İstisnalar bir yana, özellikle Türkiye’deki yazılımcılarda vizyon eksikliği mevcut. Onlara maaşlı işlerinin yerine bir hayali vaad etmek gerçekten çok cazip bir seçenek olmuyor. Başta öyle gibi görünse de genellikle risk almaktan kaçındıkları için süreyi uzun tutmamayı tercih ediyorlar. Bu tutum sadece yazılımcılarla sınırlı kalmıyor elbette. Genellikle risk alma konusunda çok da istekli olmayan genel bir profile sahibiz. Düzenli gelir anlamına gelen maaşlı iş veya esnaf zihniyeti çoğu zaman baskın geliyor.

İlk başarısızlıkta pes etme: En başarılı öykülerin içerisinde bile başarısızlık örnekleri mevcuttur. Hayatta hiçbir şey yoktur ki devamlı iyi gitsin. Bunu dikkate almadan, ilk başarısızlıkta pes etmek ve vazgeçmek de girişimci adayları arasında yaygın görülen bir durum.

Aile ve çevre baskısı: Çoğu girişimci adayının kendi kararlarının peşinden gidecek cesareti ne yazık ki yok. Ailesi ve çevresinden gelecek baskılar karar ve risk almasını çoğu zaman engeller.

Yetersiz imkanlar: Girişimlerin ciddi bir iş haline gelmesi ve ölçeklenebilmesi için para gerekir. Parayı da sağlamanın en yaygın yolu yatırımcılardır ve yatırımcılar da metrik değerleri astronomik boyutlara ulaşmamış ve devasa ölçeklenebilirlik projeksiyonu sunmayan girişimlerle ilgilenmiyor. Böyle bir durumda kaynak-büyüme paradoksuna sıkışan girişimlerde yine bir vazgeçiş durumu gerçekleşiyor.

Silikon Vadisi kültürü

Nasıl ki sadece bina yaparak Silikon Vadisi yapamayacağınız gibi sadece “girişimci olacağım” diyerek de girişimci olamazsınız. Girişimci ruhunu, vizyonunu taşımanız gerekiyor. “Ahmet ya, patron çok canımı sıktı, gel bir girişim yapalım” cümleleri ile başlayan nice girişme denemesi de bu yüzden daha ilk 6 ayını görmeden kaybolup gidiyor ve gerisinde de “co-founder” (kurucu ortak) mezarlığı bırakıyor.

+ Yorum bulunmuyor

Yorum Yaz