Neden daha çok okumalıyız?

Neden daha çok okumalıyız?


Hazır, yılın sonu gelmişken ve ben de Goodreads yıllık okuma hedefimi tutturmuş hatta üzerine çıkmışken, neden daha fazla okumamız gerektiği ile ilgili bir yazı hazırlayım dedim. Öncelikle Goodreads yıllık okuma hedefi nedir, ondan da bahsedeyim.

Goodreads, dünyada yayınlanmış neredeyse tüm kitapların bilgilerine, okur yorumlarına ulaşabileceğiniz, okuduğunuz kitapları ekleyebileceğiniz, arkadaşlarınızın ne okuduğunu görebileceğiniz bir platform. Yani kısaca, kitapseverim IMDB’si ve Facebook’u. Site üzerinde her yıl kendinize bir okuma hedefi belirleyerek, bu hedefin neresinde olduğunu takip edebiliyorsunuz. Daha fazla kitap okuyabilmek adına kesinlikle motive edici. Kitap okumayı seviyorsanız ve henüz Goodreads‘e üye değilseniz, bir an önce olmanızı öneririm.

Kitap okumuyoruz

Goodreads Harikalar Diyarı’ndan sonra şimdi de gerçek dünyaya dönelim. Türkiye’de okuma alışkanlığı dikkat şekilde düşük. DESAM tarafından hazırlanan Ar-Ge raporuna göre Türk halkı kitap okumaya yılda ancak altı saat harcıyor. AB ülkelerinde % 21 olan kitap okuma oranı, Türkiye’de sadece % 0,01.

“Neyi okuyacağım ben yahu, bana paradan bahset”

2018 yılının hemen arefesindeyken Türkiye’de hâlâ kitap okumanın faydasını anlatıyor olmak üzücü tabi ki ama bunu da yapmak gerekli. Çünkü Türk halkının çoğu kitap okumayı adeta gereksiz bir lüks olarak görüyor. Sivas’ın merkezinde “en son okuduğnuz kitap nedir?” soruyla bir video hazırlamışlar. Videonun en başında verilen cevap, Türkiye’deki durumu özetliyor: “Amaaan, yahu paradan bahset abi bize, neyi okuyacağım ben yahu”.

Bu yaklaşım, 400 yıllık kültürel bir mirasın, yani Türklerdeki kısa vadeli düşünme sorununun bir sonucu. Eğer bu döngü kırılabilmiş olsaydı, yani günü kurtarmak yerine yarına yatırım yapan bir anlayışı benimsemiş olsaydık biz de Avrupa ülkeleri gibi refahı yakalmış olurduk. Ama onlarda okuma oranı %21’ken, bizde %0,01.

Neden daha çok okumalıyız?

Kitap okumakla bireysel ve ülke refahı arasında doğrudan olmasa da dolaylı bir bağlantı var. Avrupa, bugünkü seviyesini öğrenme merakına, akla ve bilime verdikleri önem ve yaptıkları yatırımlara borçlular: Coğrafi Keşifler, daha gelişmiş silahlar üretmeleri, matbaanın Çin’den getirilmesi, bilimsel faaliyetlerin desteklenmesi gibi gelişmelerle dünya hakimiyetini sağladılar. “Bana ne yeaaa” deseydiler bu günleri göremezlerdi, bu kesin. Sapiens’te Harari’nin dediği gibi; Avrupa’da her zaman bilimsel bir merak vardı. Ordularını uzak seferlere götürürken yanlarına bilim insanlarını da alırlardı. Orta Doğu coğrafyasından çıkan medeniyetlerde böyle bir alışkanlık olmadı.

Neden daha çok okumalıyız sorusuna bireysel açıdan bakarsak:

  • Okumak, öğrenmenin en etkili yoludur
  • Hayal gücünüzü genişletir
  • Kelime bilgisini geliştirir
  • Hafızayı güçlendirir
  • Stresi azaltır
  • Ve yazabilmek için de önce okumak gerekir

Okumak, öğrenmenin en etkili yoludur dedik. Öğrenmek de insanın kendisine yatırım yapmasıdır. Ve insanın yaptığı en değerli ve verimli yatırım da kendisine yatırım yapmasıdır. Çünkü her şeyinizi kaybetseniz bile eğitiminiz ve öğrendikleriniz sizinle kalır.

Youtube’da donanım incelemeleri yapan Technopat, inceleme videolarını bir kitaplık önünde yapardı. Bu görüntü her zaman hoşuma gitmişti. Yeni taşındıkları ofiste ise arka planda daha büyük bir kitaplık vardı. Benim için her santimetrekaresini keyifle inceleyeceğim daha güzel bir manzara!

Okuyarak kendine yatırım yapanlar

Atatürk, çökmüş bir imparatorluğu modern ve kendine yetebilir bir ulus haline getirirken eşsiz bir vizyon sergiledi. Bu vizyonu da önemli ölçüde çok okumasına borçluydu. Atatürk, resmi kayıtlara göre hayatı boyunca 3.997 kitap okudu. Bu, ortalama bir insanın hayatı boyunca okuyabileceği kitap sayısının çok çok üzerinde. Aynı zamanda Atatürk’ün, başta Nutuk olmak üzere, Zabit ve Kumandan ile Hasbihal ve Geometri gibi kendi yazdığı kitaplar da bulunmakta.

Dünyanın en zengin insanları listesinde ilk sıralarda yer alan Microsoft’un kurucusu Bill Gates de tam bir kitap tutkunu. Bill Gates yılda yaklaşık 50 kitap okuyor ve bunları kendi sitesinde değerlendiriyor. Öyle ki, sitesinin bir kısmı sadece kitap incelemelerine ayrılmış durumda. Her yılın sonunda, o yıl okuduğu kitaplar arasında en iyilerinden oluşan bir listesiye de paylaşıyor.

Elon Musk da, her ne kadar Bill Gates kadar olmasa da bir başka kitap tutkunu. Bunu anlatan en iyi örnek; “roket yapmayı nasıl öğrendiniz?” sorusu üzerine verdiği cevaptı: “Kitap okudum!”.

Serdar Kuzuloğlu’nun yaptığı Instagram paylaşımları arasında ilgimi çeken sadece bu görüntüydü. Çünkü bu kare tek başına çok şey anlatıyordu.

Okuma alışkanlığı kazanmak

Kendimden örnek vereyim. Ben okuma alışkanlığını geç kazandım. Yani eğitim hayatımın sonlarına kadar düzenli bir okuma alışkanlığım olmadı. Fakat sonradan giderek sevmeye başladım. Geç keşfedilen bir şeye karşı olan geçici bir heves de olabilirdi. Ancak ben zamanla bunu giderek oturmuş bir alışkanlığa dönüştürdüm. Askere bile gittiğimde, doğru dürüst boş vakit bulamama rağmen her akşam okumaya çalıştım ve askerden 8 kitap okuyarak döndüm.

Okumak benim için çok kolay bir eylem değil. Okuma alışkanlığımı geç kazanmamın bir sonucu olabilir. Bunun birkaç sebebi var. Öncelikle yavaş okuyorum, çünkü sürekli dikkatim dağılıyor. Aynı zamanda okurken hayal kurmaya da başlıyorum. Bu da arada duraklamalar yaratıyor. Bir de sıkılma faktörü var. Eğer okuduğum şey çok heyecan verici değilse (ki öyle kitap az denk geliyor) çabuk sıkılıyorum. Ama yine de direniyorum, 20 dakika okuyunca sıkılsam bile 7-8 saatimi okumaya ayırabiliyorum.

Okumak benim için, yukarıda saydığım sebeplerden ötürü çok kolay bir eylem değil ama buna rağmen yılda ortalama 20-30 arası kitap okuyorum. Bugüne kadar da 250’ye yakın kitap okudum. Yani yavaş okumak, dikkatimin dağılması, hayallere dalıp gitmek veya sıkılmak gibi olumsuzluklara yenik düşmedim. Tam tersine, okudukça daha da zevk alıyorum.

İnternet üzerinden makale okuma alışkanlığı

Kitap okumadığımız gibi internet üzerinde de faydalı haber ve makale okuma alışkanlığımız yok. Bununla ilgili olarak Serdar Kuzuloğlu dunyahalleri.com için serzenişte bulunmuştu.

Oysa ki makale okumak da en az kitap okumak kadar değerli bir alışkanlık. Ben kendim, bunun bir istatistiğini tutmadım ama, benim gibi okumayı seven Alper İskender, geride bıraktığımız yıla ilişkin pocket okuma istatistiklerini paylaştı. Okudukları, 25 kitaba eşdeğer miktarda bir kelime yoğunluğu içeriyor. Alper de sadece makale okumakla kalmıyor tabi ki, kitap da okuyor ve bunları kişisel blogunda inceliyor.

Ben de sadece kitap okumakla da kalmıyorum, aynı zamanda çeşitli siteleri ve blogları takip ederek faydalı gördüğüm her yazıyı okumaya çalışıyorum. Merak ettiğim bir şey olduğunda onu hemen araştırıyor ve onunla ilgili şeyleri okumaya başlıyorum. Okuduğum kitaplardaki önemli kısımları fosforlu kalemle işaretliyorum. Bazen bunlardan özet notlar çıkarıyorum veya işaretlediğim yerlerle ilgili daha fazla şey merak ediyorsam İnternet üzerinden araştırma yaparak ileri okuma yapıyorum. Yazdığım E-Ticaret kitabını da, yine bu blogda yazdığım her yazıyı da sürekli okuyor ve araştırıyor olmama borçluyum. Yoksa bunların hiçbiri olmazdı.

Kitap okumaya zaman ayırmak

Merakı beslemek kolay olmuyor. Bunun bir zaman maliyeti var. Bill Gates, sadece okumak için kendisine yılda iki haftalık tatil arası veriyor. Bill Gates gibi önemli birisinin, ya da başka bir ifadeyle dünyanın en zengin insanlarından birinin iki haftasının maliyetini tahmin edebiliyorsunuzdur elbette. Ama kendisi için okumak paha biçilmez.

Tasarım dünyasının yakından tanıdığı Hasan Yalçın da okuma alışkanlığını geç kazananlardan. Hatta bu alışkanlığın çok çok yeni olduğunu söyleyebiliriz. Şimdi ise yanında her zaman bir kitap bulunduruyor ve işe giderken ve eve dönerken günde en az 20-30 sayfa okumayı başarıyor. Bu sayede, sadece yolculuk esnasında okuyarak ayda 3-4 kitap bitiriyor. Ve bu kitapları Youtube kanalında yorumluyor.

Ben de mümkün olduğunca, durağan zamanları okuyarak değerlendirmeye çalışıyorum. Örneğin yaya olarak gidebileceğim bir yere yürürken kitap okuyarak gidiyorum. Tabi ki bu herkesin yapabileceği bir şey değil. Ama ben yapabiliyorum ve bu boşlukları bile değerlendiriyorum.

Kitap okumak, gelişmek için önemli. Bunun için zaman ayıramıyor olmanın tam anlamıyla bir bahanesi olamaz. Bunu, yukarıda verdiğim örneklerle ikna edici şekilde açıkladım sanırım.

Kitap okumaya para ayırmak

Kitaba verilen paraya acımamak diye bir kavram var benim için. Ben bugüne kadar kitaplara anlamlı şekilde yatırım yaptım. Ancak herkesin istediği kitabı alacak kadar imkanı olmayabilir. Ama bu da bahane olmamalı. Eğer okuma hevesiniz varsa, kitaplara erişiminiz de mutlaka olacaktır.

Ben bu fırsat eşitsizliklerini gidermek adına bugüne kadar çok çaba sarfettim. İmkanı olmayan okulların kitap kampanyalarına sayısız kitap ve ansiklopedi yolladım. Bunu hem bireysel olarak yaptım hem de Bilim.org çatısı altında başka kişi veya kurumlarla işbirliği yaparak gerçekleştirdim. İnanın bana, Anadolu’daki öğrenciler kitap okumaya ortama bir yetişkinden çok daha hevesli.

Cebindeki son parayla kitap alıp eve yürüyerek dönen insanların hikayelerini duymuşsundur. Bunun sayısız örneği var. Bunu da yapamayanlara, başkaları kitap verecektir. Yeter ki okuma isteği olsun.

4 Yorumlar

Yorum Yaz
  1. 1
    Burak

    Çok güzel bir yazı. Emekleriniz için teşekkürler. Bir sonraki blog yazınızda takip etmeye değer blog sitelerini konu etmeniz dileğiyle.

+ Leave a Comment