Önemli ve anlamlı bir şeyin parçası olmak

Önemli ve anlamlı bir şeyin parçası olmak


Apple’ın ilk dönemlerinde şirketin büyümesi için profesyonel bir CEO arayışına girişilir. O sıralar 26 yaşındaki Steve Jobs 20 adayla görüşür ancak hiçbirinden etkilenmez. Sonunda Pepsi CEO’su John Sculley’nin bu pozisyona uygun olduğunu düşünür ve CEO pozisyonunu teklif eder. John Sculley başlangıçta istekli olmaz ama Steve Jobs’ın ona söylediği şu söz fikrini değiştirmesini sağlar: “Hayatının sonuna kadar şekerli su mu satmak istersin, yoksa benimle gelerek dünyayı değiştirmek mi?”

Steve Jobs, daha küçük bir firma olmalarına rağmen hiçbir özel yanı olmayan bir işle ömrünü geçirmek yerine John Scully’ye anlamlı bir hedef sunmuştu. Ve bu gerçekçi bir hedefti. Çünkü eğer o teklifi kabul etmeseydi gerçekten de hayatının sonuna kadar bir meşrubat satısı olarak kalacaktı. Ancak şimdi, geçmişinde Apple’ı 10 yıl yönetmek gibi önemli ve anlamlı bir detay bulunuyor.

John Scully CEO olduğu için uç örnek olmuş olabilir. Ancak yazıda bahsedeceğim konuyu pekiştirmek için bir de en alt pozisyondan örnek vereyim.

Amerikan başkanı John F. Kennedy, 1962’deki NASA ziyareti sırasında yerleri paspaslayan bir hademeyi farkeder ve yanına yaklaşarak ona ne yaptığını sorar. Hademenin cevabı şöyledir: “Sayın Başkan, insanlığın Ay’a gidebilmesine yardım ediyorum.”

Bu diyalog gerçek mi, yoksa propaganda amaçlı olarak uydurulmuş mu bilemiyorum. Ama bu hissiyata sahip çalışanlar olduğunu biliyorum. Yani yaptığı işin büyüklüğüne veya küçüklüğüne bakmadan, önemli bir şeyin parçası olduğunun farkına varmak ve bununla motive olmak.

Geçmişteki bu örnekler, günümüzde yaşadığımız değişim süreci açısından artık daha anlamlı. Son 15-20 yılda teknoloji ve İnternet’in etkisiyle çok şey değişti. Bundan hemen hemen her yazıda bahsediyorum. Değişen şeylerden birisi de işyerindeki en önemli motivasyon kaynağının para olmaması. Birçok insan için para hâlâ en önemli motivasyon kaynağı olabilir ama iş-yaşam dengesinden memnun olmayan insanların sayısı da pek de az değil.

İnsanlar artık, uzun saatler mesai yaparak anlamsız ve verimsiz bir çalışma hayatının parçası olmak istemiyorlar. Çalışanları motive edebilecek en önemli şey, önemli ve anlamlı bir şeyin parçası olmak ve çalıştıkları şirketi benimsemek. Bunu sağlayabilen çok az şirket var. Genellikle yeni nesil ve Silikon Vadisi kültürüne sahip şirketler, çalışanlarına böyle bir ortam sunmaya çalışıyor. İnsanların en çok çalışmak istedikleri teknoloji şirketleri listesinde ilk 10 sıradaki firmalar arasında hep bu türden şirketlerin olması ve örneğin IBM gibi köklü bir teknoloji şirketinin olmaması da bunu doğruluyor.

İnsanlar, geleneksel büyük ve köklü şirketler yerine bu tarz girişimlerde çalışmak istiyorlar. Çünkü bu şirketler sürekli yeni şeyler yaparak dünyayı değiştiriyor ve şekillendiriyorlar. Yani ortada hem anlamlı hem de önemli bir şeyler var.

Ben, şu ana kadar biri Türkiye’nin, diğeri ABD’nin olmak üzere iki büyük teknoloji şirketinde çalıştım. İkisinde de, firmada olmayan şeyleri eklediğim kısımlar hariç yeni hiçbir şey yoktu. Sadece satmak dışında anlamlı bir şey de yoktu. Yani sadece hacimsel olarak büyük bir şeyin parçasıydım. Ama önemli ve anlamlı olan şey, hacimden bağımsız olarak yapılan şeyin bıraktığı izdir. Kendi firmamı kurduğum, kendi girişimlerimi yaptığım dönemlerde her yaptığım şey yeniydi. Önemli denilecek çapa ulaşmamışlardı ama anlamlılardı.

Buradan geleceğim nokta şu; herhangi bir işe girip artık standartlaşmış işler yapmak artık insanları tatmin etmemeli. Küçük bile olsa bir girişim firmasına dahil olup her yeni gün yeni şeyler yaşamak daha anlamlı. Veya altına gireceği yüke aldırmadan, önemli olacak bir projeye dahil olmak, daha sonra geriye dönüp bakınca hatırlanabilecek güzel bir detay. Yüzlerce, birbirinin benzeri banner vs. gibi görseller tasarlamaktansa önemli bir derginin birkaç sayısının veya birkaç kitabın kapağını tasarlamak daha anlamlı.

Toparlamak gerekirse, ömrümüzün tamamını rutin işler yaparak geçirmek, onu heba etmek olur. Yaşayacak bir hayatımız var ve mümkün olduğunda onun her anını özel hale getirebilmek vizyon olmalı. Bu da önemli ve anlamlı bir şeylerin parçası olarak olur. En azından olmaya çalışmak için bir vizyon edinilmeli. Yazıyı sonlandırırken ben de şize şu soruyu sorayım: Hayatınız boyunca Excel’de “DÜŞEYARA” mı yapmak istiyorsunuz yoksa anlamlı bir şeylerin parçası olmak mı?

+ Yorum bulunmuyor

Yorum Yaz