Girişimcilik ve girişimciler hakkındaki bazı gerçekler

Girişimcilik ve girişimciler hakkındaki bazı gerçekler


Girişimciliğin yükselen bir trend olduğunu biliyoruz. Öyle ki, eğer dinamik bir çevreye sahipseniz, yakında çevrenizde girişimci olmayan kalmayabilir. Asıl kriterin, yani anlamlı bir başarıyı yakalamanın da herkese nasip olmadığını daha önce rakamla vurgulamıştım. Ben de daha önce kendi şirketini kurmuş, hem kurumsal şirketlerde hem de freelance olarak çalışmış birisi olarak 15 yılı aşan iş yaşamım boyunca çeşitli girişimlerde bulundum ve her girişimimde yeni bir şeyler öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum.

Ben, bu yazımda yeni girişimci adayları için, girişimcilik ve girişimcilere dair bazı edinilmiş tecrübelerimi özet olarak aktarmak istiyorum.

Fikrinizin orjinal olması gerekmiyor

Girişimcilik dünyasında fikir, sandığınız kadar değerli değil. Hatta bu kuralı iyi bilen girişimcilerin bile sandığından daha değersiz. Şöyle ki, girişimcilik ekosisteminin en kritik noktası olan yatırımcı tarafında fikrinizin orjinalliğinden ziyade iş yapma kapasitesi ve rakamları önemlidir.

Özellikle kuluçka ve hızlandırma merkezlerinde yapılan yatırımcı sunumlarda “bu zaten yapılmıştı” diyen yatırımcılar, eğer ki  Türkiye’de rakipleriniz varsa, sunumuzun geri kalanında sizi ciddiye bile almazlar artık. Aynı yatırımcılar, rakamları biraz hareketlenmeye başlayan girişimlere de oldukça cesur yatırımlarda bulunabiliyorlar. Bu aşamada, fikrin dünyada daha önce uygulanmış olması, Türkiye’de birkaç rakip tarafından kopyalanması hiç farketmiyor. Aşağıda iki örnek verdim. Bunlar gibi daha niceleri var.

Girişimciler az kazanıyor veya kazanmıyor

Girişimcilerin yatırım aldığında hemen zengin olduğuna dair yaygın bir inanç var. Yatırımcılar parayı kucağınıza bırakıp, alın istediğinizi yapın demezler. Bu kaynak belli bir harcama planı çerçevesinde ve zamana yayılarak verilir. Girişimcilerin bu paradan alacağı doğrudan pay, kendilerine yazacakları maaş miktarlarıdır. Bu miktarların da abartılı olması yatırımcı tarafından kabul edilecek bir seçenek değildir. Bu yüzden de çoğu girişim, belli bir olgunluğa erişene kadar kurucularına yeteri kadar kazandırmaz.

Daha önce Webrazzi’de, Yeni girişimcinin maaşı ne kadar olmalı? sorusuyla bir anket düzenlenmişti. Bu anketin sonuçlarına göre yeni girişimlerin üçte biri 5 bin TL’den fazla maaş beklentisi içinde. Ancak gerçekte olması gereken ve yatırımcıların görmek istediği, girişimciyi hayatta tutacak bir miktarın ötesine çıkmaması şeklinde. Bu rakam da aşağı yukarı 1500-2500 TL civarı. Yani şirketiniz kâra geçip büyüyene ve belli bir olgunluk seviyesine kadar kazancınız, maaşlı bir işte olandan bile az olacaktır.

Girişimcinin motivasyonu 4 ay

Girişimcilerin başarısızlığının en önemli noktası, girişimci kimyasını taşımamalarıdır. Bu kimya; vizyon sahibi olmayı, sabrı ve risk alma cesaretini içerir. Bu kimyayı taşımıyorsanız, ne kadar büyük hevesle başlarsanız başlayın, büyük ihtimalle ilk 4 ay içerisinde motivasyonunuz ciddi olarak düşecektir ve yarış dışında kalacaksınız. Bu örnekleri kendi çevremde defalarca gördüm.

Daha önce bu konuyu detaylı olarak ele aldığım “Girişmenin” evreleri yazımda da belirttiğim gibi, girişimci adaylarının çoğu, kısa sürede büyük başarılara ulaşacağını düşünür ve bu gerçekleşmeyince pes eder. Girişime yeteri kadar sabır da göstermez, risk de almaz.

Ekibinizin kimyası da kaderinizi belirleyeceği için girişimize dahil edeceğiniz kişilere çok dikkat etmenizi öneririm. Başlangıçta her şey toz pembe olsa da, sizinle aynı vizyonu taşımayan kişilerle uzun soluklu yol alamazsınız.

Kazanılmamış paranın kavgasını vermek

Bu da sıkça yaşanan durumlardan birisidir: Pay ve güç kavgası. Henüz girişim ortada bile yokken kimin payı ne kadar olacak, kim ne koyacak ne alacak kavgası baş gösterir. Fırsatlara odaklanıp iş yapmak yerine, Don Kişot gibi hayali kazançların pay savaşlarına girişirler. Oysa ki önemli olan işi yapmak, yol almaktır. Eğer işler yolundaysa, zaten küçük bir pay bile hayatınızda çok fark yaratacaktır. Örneğin Facebook’un kuruluşunda firmada yer alan Eduardo Saverin, elindeki %0,4’lük hisseye karşılık 7,2 milyar dolarlık bir varlığa sahip durumda. Belki uç bir örnek oldu ama bir bardak suyun kaptanı olmaktansa balıklarla dolu bir okyanusun miçosu olmayı tercih etmeniz gerektiğini hatırlatması açısından faydalı. Önemli olan “iş yapan ve büyüyen” bir ekipte yer almanız.

İdealist olan kaybeder, sonuç odaklı olan yol alır

İdealist hareket biçimi, zaman ve enerji kaybettirir. Örneğin, bir girişimin herşeyini %100 ben yapayım, üreteyim demek yerine üçüncü parti yazılımlar ve hizmetler kullanarak asıl amaca odaklanmak, yani sonuç odaklı olmak yol aldırır. Aynı şekilde mükemmelliyetçi yaklaşımlar, yani en iyisini, en hızlısını, en güzelini yapmaya çalışmak yerine önce çalışan, işleyen bir şeyler yapmaya çalışmak gerekir. Girişimlerde çoğu zaman hızlı hareket etmek gerektiğinden, idealist yaklaşımlar genellikle zaman kaybıdır.

Bunlar, deneyimsiz girişimci adaylarının dışarıdan kolayca göremeyeceği birkaç tane örnekti. Yeni girişimciler için öneriler niteliğinde bir kontrol listesini de bir sonraki yazımda vereceğim.

1 yorum

Yorum Yaz

+ Leave a Comment