Kitaplığı minimize etmek

Kitaplığı minimize etmek


Kitap okumayı seven ve fiziki kitapları tercih edenler için bir süre sonra bu kitapları koyacak yer bulma konusu bir soruna dönüşebiliyor. Ben bu soruna maruz kalmadan, periyodik olarak okuduğum kitaplardan bazılarını çevreme dağıtıyor veya çeşitli yerlere bağışlıyorum. Böylece artık sahip olduğum kitap miktarını, onlar için belirlediğim raflarda sabit tutuyorum. Benim yaptığımın aksine, fiziki kitaplarından asla kopamayan insanlar var. İşte bu yazıda, benim yaptığımın herkes için neden daha faydalı olabileceğini anlatmaya çalışacağım.

Faydayı herkes için maksimize etmek

Türkiye, toplumsal eşitsizliğin yüksek olduğu bir ülke. Kitaba ihtiyacı olan, satın alamayan veya ulaşamayan milyonlarca insan ve binlerce okul var. Sizin, kopmak istemediğiniz ama muhtemelen yıllardır tek bir sayfasına bile tekrardan bakmadığınız bir kitap, bir başka insan için çok değerli olabilir. Siz, sadece onlardan kopmak istemediğiniz için aslında onlarca, yüzlerce kitabı işlevsiz ve atıl olarak bırakıyor olabilirsiniz. Yani bunu sadece kendiniz için değil, aynı zamanda başkaları için de yapmış oluyorsunuz. Öncelikle bunun bilincinde olmak gerekiyor. Bunu anladığınızda, kitaplarınızın bir kısmını paylaşmak sizin için anlamlı hale gelecektir.

Hangi kitaplardan vazgeçilmez?

Genel veya ilgi alanı odaklı başvuru kaynakları, sizin için anısı olan kitaplar, çok beğendiğiniz kitaplar, tekrar okuyabileceğiniz kitaplarınızdan vazgeçmeyin ve kitaplığınızda tutun.

Hangi kitaplarımdan vazgeçeceğim?

Bağışlayacağınız kitapları belirlerken, minimalizmin temel ilkelerinden yararlanacağız. İşlevi yoksa, vazgeçilebilir. Tekrar okumayacağınız, çok başarılı bulmadığınız veya artık ilgi alanınızda olmayan türdeki kitaplarınızdan vazgeçebilirsiniz. Sizin için işlevi olmayabilir ama başkalarının çok işine yarayabilir.

Kitapları nerelere bağışlayacağız?

Kitap bağışı yaparken uygun yere uygun kitap eşleştirmesi yapmak önemli. Örneğin, bilimkurgu ile ilgili kitap bağışlarımı Özgen Berkol Doğan Bilimkurgu Kütüphanesi‘ne yapıyorum. Böylece başka insanlar da nadir bulunabilecek bir eseri okuma şansına kavuşurken, ben de halka açık bir yere bağışladığım için arzu ettiğim zaman erişebilme şansına sahip olacağım.

Eğer yakınızda varsa, ilçe kütüphanelerine bağışlayabilirsiniz. Örneğin benim oturduğum Şişli’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi içindeki kütüphaneden çevre halkı epey bir yararlanıyor. Ben, sessiz çalışma ortamı olduğu için oraya aylarca gittim ve hiç aklıma gelmeyecek profildeki insanların ödünç kitap almaya geldiğini gördüm. Bunu kendi gözlerinizle gördüğünüzde, yarattığınız toplumsal faydanın sonuçlarını görüyorsunuz.

Kitaba erişimi en zor olan kurumsal yapıların başında köy okulları geliyor. Onların okuyabilecekleri türde kitaplarınız varsa, İhtiyaç Haritası gibi siteler aracılığıyla tespit edeceğiniz köy okullarına bağış yapabilirsiniz. Bu şekilde kitap ihtiyacı olan nice köy okulu, ortaokul ve lise var. Sadece Anadolu’da değil, İstanbul’un çeşitli ilçelerinde de yine kitap ihtiyacı olan çok sayıda okul mevcut. Yani siz bağış yapmak isterseniz, yer bulmakta zorlanmazsınız.

Kitaba ihtiyacı olan kurumlar dışında bir de şahıslar var. Okumayı seven ancak maddi durumu çok da elverişli olmayan insanlar var. Eğer yakın çevrede erişiminiz varsa, bu tür insanların da okuma ihtiyacına destek olabilirsiniz.

Kitaplığı minimize ettik, elimize ne geçti?

Her şeyden önce toplumsal fayda sağlamış olursunuz. Bir başka insanın hayatına dokunmak ve toplumsal eşitsizliği gidermek için kendi üzerinize düşeni yapabilmediğinin mutluluğu eşsiz.

Başkalarına sağladığınız faydanın yanında, yerden kazanırsınız. Kitaplar, aynı zamanda toz biriktiren ve bakımsız kaldığında sararan, kirlenen nesnelerdir. Onları belli bir sayıda ve istiflenmemiş şekilde tutmak daha temiz bir ortam sunar. Fiziki kitapları aynı zamanda dekoratif bir nesne olarak kullanmak, bakınca haz duyabilecek şekilde dizmek de psikolojik açıdan faydalıdır. Bunu da koyacak yer bulamadığınız sayıda kitapla yapamazsınız.

Kitaplar aynı zamanda ağırdır. Taşınırken muhtemelen en çok yer kaplayan nesnelerdir ve kolileri taşınmaz hale getirirler. Tanıdığım çoğu insan, taşınma esnasında kitaplarının bir kısmını sağa sola vermiş veya atmıştır. İşte bunu yapmak yerine zamanında bu yükten, başkaları için fayda sağlayacak bir şekilde kurtulabiliriz.

3 Yorumlar

Yorum Yaz
  1. 1
    Burak

    Çok güzel ve faydalı bir yazı olmuş. Ülkemizin sizin gibi yardımsever ve aydın kişilere çok ihtiyacı var. Daimi takipçinizim. 🙂

  2. 2
    Minimalizm ve Minimalist Yaşam Felsefesi - Ümit Büyükyıldırım

    […] Nesneleri, hayatımızın merkezi olmaktan çıkarıp kendimizi merkeze koymalıyız. Sahip olduğumuz her nesneyi saklamak zorunda değiliz. Tabi ki bizim için hatıra niteliğinde olan nesneleri kastetmiyorum. Ancak bunlar dışında kalan ve işlevini yitirmiş, kullanmadığınız nesneleri başkaları ile paylaşmıyor, bir ilerine hibe etmiyor hatta satmıyorsak, açık bir şekilde o nesnelerin kontrolü altındayız demektir. Bu davranış, özünde kötü niyet barındırmasa da sosyo-ekonomik bir yararsızlık söz konusudur. Ben, kullanmadığım eşyalarımı düzenli olarak ya arkadaşlarıma veriyor ya da bir yerlere bağışlıyorum. Yani satma seçeneğini tercih etmiyorum. Özellikle okuduğum kitaplarımı da bu şekilde değerlendirerek kitaplığımı düzenli olarak minimize ediyorum. […]

+ Leave a Comment