Nasıl mutlu oluruz?

Nasıl mutlu oluruz?


Mutluluk ve nasıl mutlu olunacağı, özellikle modern zamanların en önemli felsefi arayışlarından biri. Günümüz koşullarında mutluluğun önemi daha da artmış durumda ve ben de kendi deneyimlerinden yola çıkarak bugüne kadar beni mutlu eden koşulları özetleyeceğim. Ancak bana göre mutluluğun koşullarını biliyor olmanız, mutlu olmanız için tek başına yeterli değil. Çünkü mutluluk, çoğunlukla doğal süreçler sonucu gerçekleşen bir durum. Ben de bu yazıda “ne yaparsanız mutlu olursunuz?”dan ziyade “ne olduğunda mutlu oluruz?”u özetlemeye çalışacağım.

Anı yaşamak

Bana göre mutluluğun özünü en iyi tarif eden şey bu. Anı yaşamak: yani geçmişi ve geleceği düşünmeden sadece içinde bulunulan ana odaklanarak, yaşanılan anın keyfini çıkarmak. Çocukluğumuzun önemli bir kısmında aslında bu ruh hali içerisinde oluyor, anı yaşıyoruz. Ancak bizler büyüdükçe düşünce yapımız da değişmeye başlıyor. İçinde bulunduğumuz koşullar, sorumluluklarımız, beklentilerimiz, hayallerimiz ve kaygılarımız gibi çeşitli farklı sebeplerden dolayı mevcut ana odaklanmakta zorlanıyoruz. Bu yüzden anı yaşamak, yetişkinlik çağlarında zor elde edilen bir mutluluk şekli ve bu ruh hali içerisinde olabilmek bazı özel koşullar gerektirebiliyor. Bunu ne kadar sık yaşayabiliyorsanız o kadar şanslısınız.

Farklı deneyimler yaşamak ve iyi anılar biriktirmek

Daha önce bir başka yazımda bundan biraz daha detaylı olarak bahsetmiştim. Çocukluğumuzda yıllar bizim için daha uzun geçerken, yaşımız ilerledikçe zaman daha hızlı geçiyormuş gibi algıya sahip olmamınızın bir nedeni var. Çoçukken yaşanan çoğu deneyim yeni ve benzersiz. Dolayısıyla akılda kalıcılığı daha yüksek. Zaman içerisinde aynı deneyimler tekrar tekrar yaşanmaya devam ettikçe günler birbirinin aynısını gibi olmaya başlıyor ve zamanın daha hızlı aktığı hissine kapılıyoruz.

Zaman içerisinde farklı deneyimler yaşamak zaman algımızı etkileyebileceği gibi bizi hem o an hem de gelecekte (geçmişteki güzel ve farklı anları hatırladığımız için) mutlu edebiliyor.

Döngüler ve değişimler

Küresel salgın döneminde uzun süre evde çalışmak ve karantinada kalmak zorunda olan birçok insan için hayatın tadı tuzu epey bir eksildi. Çoğu kişi, ruh haline tam bir teşhis koyamasa da aslında bu tam bir mutsuzluk durumuydu. Peki bu neden oldu? Hayat; gece-gündüz, hafta içi-hafta sonu, ev-iş gibi belli döngüler arasındaki değişim ve dengeden oluşur. Bizler salgın, yasaklar ve kapanma ile bu referans noktalarını kaybettik. Her şey sürekli aynı, döngü yok. Yaşamın tadını tuzunu kaçıran ve ruh halimizi en çok etkileyen bu oldu. Yani bizler insan olarak değişimlere ve döngülere ihtiyaç duyan canlılarız.

Volkan Öge de, daha önce katıldığı bir etkinlikte mutluluğa dair benzer bir tarifte bulunuyor. Özetle; hayatın iniş ve çıkışlardan oluştuğunu, hep aynı çizgide giderken ya da inişte olduğumuz zaman değil, çıkışa geçip zirveye çıkana kadar olan anlarda yaşadıklarımızın bizi mutlu ettiğini söylüyor.

Her iki mutluluk tespitinin ortak noktası döngüsellik. İnsanın döngülere ve değişimlere ihtiyacı var ve her şeyin sürekli aynı olduğu bir hayatın bizi mutlu etme olasılığı da düşük.

Düzenli rutinler

Eminim ki hayatınızın farklı bölümlerinde bazı küçük ama düzenli rutinleri sürdürdüğünüzde mutlu olduğunuzu farketmişsinizdir. Güzel bir dizinin yeni bölümünü izlemek, sevdiğiniz bir oyunu oynamak, güzel bir kitabı okumaya devam etmek, kendinizi iyi hissettiğiniz bir yere gitmek ya da sevdiğiniz bir hobiyi günün ya da haftanın belli zamanlarında yapmanın, insanı mutlu eden bir etkisi var. Her biri tek başına büyük bir mutluluk kaynağı olmasa da düzenli bir rutin olarak toplamda insanı mutlu eden bir sonuç ortaya çıkıyor.

Özgürlük

İnsanlar, kişisel şartlarından ya da başkaların ne düşündüğü ve ne tepki vereceğini dikkate alarak hareketlerini ve söylemlerini kısıtlarlar. Bu oto-kontrol davranışı insanın kendi özgürlüğünü kendinin sınırlamasıdır. Umursamadığımızda ya da şartlarımız bize avantaj sağladığında daha özgürce hareket ederiz ve bu ruh hali insanı mutlu eder.

1 yorum

Yorum Yaz

+ Leave a Comment