Saraybosna Kuşatması’nda Bosnalılar nasıl hayatta kaldı?

Saraybosna Kuşatması’nda Bosnalılar nasıl hayatta kaldı?


Yugoslavya’da çıkan iç savaşın ardından Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna Mayıs 1992’den 1996’ya kadar Sırp ordusu tarafından tam 1.425 gün boyunca kuşatıldı. Modern zamanların en uzun süren bu kuşatmasında şehre günde 4.000 mermi isabet ederken, hasar almamış binası kalmadı. Sokaklarında bomba veya keskin nişancı tehdidi içermeyen 50 metre bile yoktu. Kaynakların yokluğu, altyapının zarar görmesi dışında hareket özgürlüğü de yoktu. Bu kadar uzun ve böylesine insanlık dışı bir kuşatma daha önce hiç yaşanmamıştı. Peki Bosna halkı bu kadar zor ve uzun süren koşullarda nasıl hayatta kaldı?

Bosnanılar, günden güne kötüleşen koşullarda her gün, hayatta kalmak için yeni stratejiler geliştirdiler.

  • Şehirdeki ağaçlar ısıtma ve yemek pişirmek için kullanıldı.
  • Bombardıman tehdidi sebebiyle yaşam yeraltına kaydı.
  • Çalışır durumdaki bazı arabalar ev yapımı imkanlarla zırhlandırıldı.
  • Binaların kırılan pencereleri, BM’nin verdiği muşambalarla kapatıldı.
  • Isıtma için kullanılacak odun gibi hacimli ve ağır nesneleri taşımak için el arabaları, bebek arabaları, kışın kullanılan kızaklar ve ev yapımı taşıma kutuları kullanıldı.
  • Keskin nişancı ateşinden kaçınmak için, şehrin topografyasını da dikkate alan ve güvenli bölgeler belirlendi. Ek olarak, yüksek duvarlar, yanmış arabalar ve metal çit kalıntıları ve Birleşmiş Milletler’in zırhlı araçları güvenli geçişlerde siper olarak kullanıldı.
  • Savaş sırasında boyutu ve baskı adedi sınırlı olan Oslobodjenje  gazetesinin yanı sıra, çeşitli radyo istasyonları 24 saat yayın yapıyordu ancak söylentiler, bilginin yayılması konusunda en önemli ve en hızlı kaynaktı.
  • Yeraltı sularını kullanan eski su çeşmeleri, su kaynağı olarak kullanıldı. Yağmur suları kovalarla toplandı. Bu sular hem içmek hem de çamaşır için kullanıldı.
  • Tencere ve yağ kutuları yeniden şekillendirilerek ısıtma ve pişirme için davul ocağı haline getirildi.
  • Şehrin her yerinde insanlar kentsel bahçeciliğe başladı, balkonları ve saksıları gıda yetiştirme için değerlendirdi. Bunların bir kısmı kendi ihtiyaçları, bir kısmı da ihtiyaç duyulan diğer malzemelerin takası için kullanıldı.
  • Ev yapımı basit silahlar imal edildi.
  • 9 ay boyunca su ve elektrik kesintisi yaşayan şehirde, yerel nehirlere ev yapımı su değirmenleri kurularak elektrik enerjisi elde edildi.
  • Ev içi aydınlatmalar için bisikletler ve dinamo düzenekleri ile elektrik üretildi.
  • Su tüketimi optimize edildi ve atık sular defalarca yeniden kullanıldı.
  • Şaşırtıcı bir detay olarak kültürel faaliyetler, eldeki imkânlara uygun koşullarda devam ettirildi. Hayatı tehdit eden mevcut duruma rağmen kültürel hayatın canlı tutulması hem geçmiş anıları canlı tuttu hem de gelecek için umut vererek insanların moralini yükseltti.
  • Birleşmiş Millet tarafından, havacılık tarihinin en uzun hava ikmali ile gıda ve ilaç yardımları yapıldı. Elbette ki bu yardımlar yetersizdi.
  • 1993’ün Mart ve Haziran ayları sırasında, Saraybosna ile BM’nin kontrolü altındaki havalimanı arasında, 1 metre genişliğinde, 1,6 metre yüksekliğinde ve 800 metre uzunluğunda gizli bir tünel kazıldı. Saraybosna Umut Tüneli adı verilen tünelle her gün 3.000-4.000 arası bosnalı asker ve sivil, 30 ton civarında gıda, insani yardım ve cephaneyi şehre soktu.

Saraybosnalılar başlarına gelenleri unutmak istemiyor, ama hatırlamaya da şimdilik pek istekli değiller. Bu yüzden de hayatta kalmalarını sağlayan bu el yapımı nesnelerle gurur duymuyorlar. Ama şurası bir gerçekçi, kendi yaptıkları bu nesneler ve kullandıkları yöntemler hayatta kalmalarını sağladı.

Bosnalıların yaşadıkları, modern zamanlarda hayatta kalma mücadelesinin en çarpıcı örneği.

Kaynaklar:

1 yorum

Yorum Yaz

+ Leave a Comment