Olağanüstü şartların getirdiği odaklanma, yaratıcılığı ve inovasyonu tetikliyor

Olağanüstü şartların getirdiği odaklanma, yaratıcılığı ve inovasyonu tetikliyor


İnsanların baskı altındayken, zaman ve mekân kısıtlaması yaşarken, ödül mekanizması devreye sokulunca veya belirli bir amaca odaklandıklarında daha yaratıcı düşünebiliyor, daha hızlı teknoloji üretebiliyor veya sorunlara çözüm bulabiliyorlar.

Normal zamanda akla gelmeyecek yaratıcı tasarımlar, fikirler ve stratejiler ortaya çıkarken, normal koşullarda on yılları bulan inovasyonlar, olağanüstü şartlarda aylar, haftalar ve hatta günler içerisinde halledilebiliyor. Tüm bu olağanüstü şartların ortak bir özelliği var: odaklanma.

Zamansal baskı

Teknolojik inovasyonu hızlandırma açısından en etkili faktörün zaman baskıcı olduğu söylenebilir. II. Dünya Savaşı’nda geliştirilen teknolojiler buna iyi bir örnektir. Nazilerin üstünlük kurma çabası, askeri tekolojilerin hızla geliştirilmesiyle sonuçlandı. Karadan karaya balistik füze, jet motoru ve Enigma şifreleme makinesi bu dönemde icat edildi. Modern silah sanayinin temeli sayılabilecek çok sayıda tank, uçak, makineli tüfek ve uçaksavar silahları yine bu dönemde geliştirildi.

II. Dünya Savaşı’nda Nazilerin yenilmesiyle birlikte roket teknolojisi de ABD ve Sovyetler Birliği tarafından ele geçirildi. Uzay yarışının başlamasına sebep olan ve Soğuk Savaş’ın baskısı altındaki her iki ülke, kısa sürede uzay teknolojisini geliştidi. Her iki tarafından hızlı hareket etmesi gerekiyordu çünkü ilk yapan, bu yarışta galip gelecekti. 25 yıllık süre içerisinde uzay teknolojisi Ay’a ayak basmaya imkân verecek seviyeye gelmişti. Böylece uzay yarışısını ABD kazandı.

Mekânsal baskı

İçinde bulunduğumuz karantina günlerinde normal zamanlarda vakit ayıramadığımız şeylere odaklanma ve düşünmeye vakit bulduk. Ben de karantina süresince, şu an okumakta olduğunuz yazı dahil 10’u aşkın blog yazısı yazdım. Çoğu felsefe ağırlıklı olan ve bir süredir bekleyen bu yazıları yazabilmek için gerekli odaklanmaya bu dönemde sahip olabildim.

Ama benden daha iyi örnekler var. Tarihteki bazı önemli veba ve salgın dönemlerinde evlerine kapanan Isaac Newton, William Shakespeare ve Giovanni Boccaccio gibi isimler de en önemli eserlerini vermişler. Karantinanın yarattığı mekânsal baskı, zaman bolluğu ve dikkat dağıtıcı unsurların en aza inmesiyle yüksek bir odaklanma sağlamış ve yaratıcı düşüncenin ortaya çıkması için elverişli koşullar yaratmış.

İmkân baskısı

İmkânların yokluğu da yaratıcılığı tetikleyen koşullar oluşturuyor. Saraybosna Kuşatması sırasında Bosnalıların ev yapımı aletleri, silahları ve hatta elektrik jeneratörleri bunun iyi birer örneğidir.

Amerikan ambargosu altında olduğu için dünyadan soyutlanan Küba’da kanserin tedavisine yönelik ilaçların geliştirilmesi de imkân baskısının sonucu olan bir başka şaşırtıcı örnek.

Güncel bir örnek de Koronavirüs Salgını sırasındaki ekipman yetersizliğinden kaynaklanan yaratıcı çözümler. Decathlon’da satılan Easybreath su altı maskesinin, 3 boyutlu yazıcıcan basılan bir bağlantı parçası ile solunum maskesine dönüştürülmesi bunun en iyi örneği. Yine ekipman yetersizliği sebebiyle 3 boyutlu yazıcıların yüz siperliği üretiminde kullanılması ya da maske yetersizliği sebebiyle polipropilen alışveriş çantalarının kesilerek maske haline getirilmesi de benzer baskıların sonucunda ortaya çıkan çözümler.

Kişisel baskı

Ekip lideri, patron veya CEO tarafından yapılan kişisel baskılar da inovasyonu hızlandırabiliyor. Elon Musk, maliyeti düşürme ve optimizasyon tutkusu sebebiyle Tesla ve SpaceX’teki ekiplerine sürekli olarak baskı yaptı. Sonuçta, Tesla ve SpaceX, kritik cihazların üretimini kendisi yapar hale gelirken, maliyetleri de inanılmaz seviyede düşürdü.

Steve Jobs’ın Apple’daki baskısı biraz daha sevimsiz olsa da sonuç verme açısından benzer bir etkiye sahipti. Jobs’ın talepleri ve “yapılamaz” cevabına karşı tahamülsüzlüğü, daha önce hiç görülmemiş ve kısa sürede kopyalanması mümkün olmayacak tasarımların ortaya çıkmasına sebep oldu.

Görev baskısı

Belli bir amacı gerçekleştirmek üzere odaklandığınızda da inovasyonu hızlandırabiliyorsunuz. IBM Watson için Riziko yarışmasında galip gelme hedefi konduğunda, 6-7 yıl gibi kısa bir süre içerisinde yapay zekâlı bir bilgisayarın insanlık tarihindeki en önemli başarısını gerçekleştirmek mümkün olmuştu. Bu hiç kolay bir görev değildi ancak yüksek bir odaklanma ve yoğun çalışma sonucunda yapılamaz gibi görülen bir görev başarıya ulaşmıştı.

Ödül motivasyonu

Ödül, inovasyonu hızlandırmak için kullanılan kontrollü ve yaygın bir yöntemdir. Genellikle kaynak bolluğuna sahip kurumlar veya şirketler tarafından tercih edilir. Örneğin Google’ın kendi kendine giden arabası, DARPA’nın 1 milyon dolar ödüllü yarışmasının sonucunda ortaya çıkmıştı. Google, paraya ihtiyacı olan bir şirket değil belki. Ancak ödülün yarattığı motivasyon hem Google hem de diğer kişi ve kurumlar motivasyonu artıran bir etken.

+ Yorum bulunmuyor

Yorum Yaz