Yemeksepeti satışının değerlendirmesi

Yemeksepeti satışının değerlendirmesi


Yemeksepeti’nin Delivery Hero tarafından 589 milyon dolar değerleme ile satın alınması hem e-ticaret hem de iş dünyası için geçen haftanın en önemli olaylarından biriydi. Değerlemenin Türkiye şartlarına göre yüksek olması (milyar TL’lik ilk satış) dolayısıyla e-ticaret dünyasının içerisinde olmayanlar dahi konuya ilgi gösterdi. Böyle olunca da bir haftadır herkes birşeyler söyledi, yazdı, yorumladı. Ben de kendimce bir değerlendirme yaptım.

Satış rakamı yüksek mi?

Yemeksepeti satışının en çok odaklanılan noktası 589 milyon dolarlık satış rakamıydı. Bu rakamı çoğunlukla iyi bulanlar oldu, düşük bulanlar da. Türkiye şartlarında en yüksek bedelli satış olması açısından rakam birçoklarına göre sevindiriciydi. Ancak global anlamda bakarsak bu değerleme düşük kalabilir. Yemeksepeti mevcut metriklerle ABD’de varolan bir şirket olsaydı çok daha yüksek bir değerleme ile satın alınabilirdi. ABD, Avrupa, Çin ve İsrail ekosistemlerindeki sermaye bolluğu ve o ekosistemlerin kendi içindeki değerleme eşiklerinin bizim ekosistemize göre daha yüksek olması bir ölçeklendirme farkı yaratıyor. Bunu, tamamen aynı özelliklere sahip iki villanın Etiler’deki ve Güngören’deki satış fiyatlarının aynı olmayacağı örneğini vererek açıklayabiliriz.

Dışarıya satış bir kayıp mı?

Bir başka konuşulan konu da Yemeksepeti’nin artık bir Türk markası olmamasıyla ilgiliydi. Haksız da değiller tabi ki. Bu, hem dünyaya açılmayı başarmış bir markanın kaybı, hem de kazancın dışarıya akması anlamına geliyor.

“There’s Always a Bigger Fish”

Gönül ister ki tüm büyük markalarımız bizde kalsın ancak ölçeklendirme farkı burada da devreye giriyor. Bir şirket, ancak global bir şirket tarafından satın alınana kadar yerlidir. Star Wars: The Phanton Menace’da Qui-Gon Jinn dediği gibi: “There’s Always a Bigger Fish”. Yani her zaman daha büyük bir balık vardır ve daha büyük siz değilseniz eninde sonunda yutulursunuz. Ulusal güvenlik konusunda tehdit olmadığı sürece ABD’de bile yabancı ülkelere şirket satışı gayet sıradan bir durum, ancak bizdeki kadar sık yaşanmıyor tabi ki. Ülkemizin ekonomik şartlarından dolayı dünya çapında markalar çıkaramadık ve şirketlerimizin küresel piyasaları etkileyecek büyüklükte sermayeleri yok. Bu yüzden Türkiye’de biraz büyüyüp serpilen her şirket veya girişim, dışarıdaki bir şirket tarafından satın alınıyor. Bu durumu tersine çevirmek için bizim de büyük balıklar çıkarmamız gerekiyor. Çin bunu başardı.

Satışın zamanlaması

Tüm dünyada online yemek siparişi işinde hareketli bir dönem yaşanıyor. Ardı ardına gelen satınalmalar ile büyükler daha da büyüyor, taşlar yerine oturuyor. En sonunda tüm küresel online yemek siparişi pazarı birkaç firmanın elinde kalacak gibi görünüyor. Bir şekilde Delivery Hero veya başka bir firma Türkiye pazarına giriş yapacaktı. En çok tercih edilen yöntem satınalma oluyor (Xing – cember.net). Diğer yöntemse direkt olarak giriş yapıp rekabete girmek (örnek: Uber – BiTaksi). Yemeksepeti’nin satınalma tekliflerine direnmesi rekabet anlamına gelirdi ve bu da tüm senaryoyu değiştirirdi. Sermaye açısından güçlü ve küresel deneyimi olan bir firma ile rekabete girmek çok da mantıklı olmazdı.

Yemeksepeti şüphesiz ki Türkiye’nin en kârlı ve en büyük e-ticaret sitelerinden birisi. Ancak ufukta görünen rekabet, yemeksepeti tarafında ibreyi satışa kaydırmış olabilir. Günümüzün belirsiz, dengesiz ve sürekli değişen iş dünyası ortamında 15 yıllık Yemeksepeti’nin kendini artık yeni virajda görmesi ve buna uygun hareket etmesi gayet anlaşılır bir durum. Yemeksepeti’nin 15-20 sene daha sürdürülebilir ve kârlı görünen iş modeli bile bir anda alternatifi tarafından sarsılabilir. Google ve Facebook gibi sitelerin tüm interneti ve e-ticareti kendi üzerine yönlendirme çabaları da tüm internet dünyası için ufukta bir tehdit oluşturuyor. Bu açıdan baktığımızda bu satışla ilgili olarak en doğru şeyin zamanlama olduğunu söyleyebiliriz.

Nevzat Aydın’ın görevine devam etmesi

Nevzat Aydın bu satıştan, daha önceki satışlardan kalan %6’lık hissesinin karşılığı olarak 35 milyon dolar kadar bir gelir elde etti. Ancak Nevzat Aydın için Yemeksepeti macerası bitmedi. CEO olarak görevine kaldığı yerden devam edecek. Bu hem Delivery Hero hem de Nevzat Aydın tarafında akılcı bir karar bence.

Nevzat Aydın henüz genç bir girişimci ve bugünlere getirdiği Yemeksepeti ile exit’ini yapmış oldu. Exit’lerin girişimcilik ekosistemine olan katkısından daha önce bahsetmiştim. Nevzat Aydın’ı da artık Sina Afra kadar olmasa da daha sık görebileceğiz anlamına geliyor bu aynı zamanda.

Bu satışı genel olarak nasıl değerlendirmek lazım?

  • Türk e-ticaret ekosistemi için rekor satıştır
  • Satış miktarı küresel bazda düşük, Türkiye şartlarında ise iyi bir rakamdır
  • Yabancıya satış kayıp, ancak daha büyük olamadığınız sürece senaryo böyle işliyor
  • Satışın zamanlaması Yemeksepeti için oldukça doğruydu
  • Nevzat Aydın’ın görevine devam etmesi kendisi ve Delivery Hero için doğru bir karar
  • Elde edilen sermaye yeni girişimlerin, fonların ve yatırımların önünü açacak
  • E-Ticaret için yeni bir başarı hikayesi daha eklendi

+ Yorum bulunmuyor

Yorum Yaz