Geleceğe dair isabetli tahminler yapmak neden zorlaştı?

Geleceğe dair isabetli tahminler yapmak neden zorlaştı?


Bundan 150 yıl kadar önce ünlü bilimkurgu yazarı Jules Verne en verimli eserlerini vermekteydi. Verne, kurguladığı romanlarda geleceğin dünyasını oldukça başarılı şekilde tahmin etmeyi başarmıştı. Onun, 1800’lerin ortalarında öngördüğü elektrikli denizaltılar, günlük video haber bültenleri, güneş yelkenlileri, Ay modülü, gökyüzüne yazı yazma, telekonferans ve elektrikli şok cihazı bugün hayatımıza çoktan girmiş durumda.

Elbette ki geleceği öngörme konusunda herkes Jules Verne kadar başarılı değildi. Ancak en azından 5-10 yıl sonrasında olabilecek bilimsel, toplumsal, iş yaşamı ve siyasi gelişmeleri tahmin etmek bugünkü kadar zor değildi. Peki ama şimdi eğitim seviyesinin yükselmesi, bilgiye kolay erişim ve teknolojiye rağmen yakın geleceğe dair isabetli tahminler yapmak artık neden daha zor?

VUCA (Volatility, Uncertainty, Complexity, Ambiguity)

Amerikan Askeri Akademisi’nin Soğuk Savaş sonrası dünyayı anlamlandırmak üzere ortaya attığı VUCA, günümüzde iş dünyasını yakından ilgilendiren bir konu haline geldi.

  • Volatility (Değişken)
  • Uncertainty (Belirsiz, tahmin edilemez)
  • Complexity (Karmaşık)
  • Ambiguity (Muğlak)

Buna göre artık dünya; değişken, öngörülemez, karmaşık ve muğlak. Tüm stratejilerin artık buna göre kurgulanması gerekiyor. Amerikan Askeri Akademisi bu tahmininde doğru çıkmış. Dünya artık giderek daha belirsiz, daha karmaşık, muğlak ve tahmin edilemez bir hale geliyor. Örneğin 11 Eylül’den sonra artık ülkelerin ve insanların güvenlik algısı kökünden değişti. Artık devletler kendi insanına karşı daha sert, diğer ülke insanlarına karşı daha şüpheci ve tahammülsüz. Ekonomik ilişkiler bile küçücük bir siyasi krizle askıya alınabiliyor.

2008 ekonomik krizinden sonra dünyanın iş yapma biçimi de kökünden değişti. Artık hiç kimsenin işi garanti değil ve çalışanların iş tanımları genişletilirken, kendilerini sürekli olarak geliştirmeleri bekleniyor. Ve bugünkü mesleğiniz bir kaç yıl sonra ortadan kalkabilir. Sürekli evrilmeniz ve değişen durumlara hızla uyum sağlamanız gerekiyor. Artık bugünün dünyası hem firmalar hem de çalışanlar için daha belirsiz. Değişime ayak uyduramayan dev firmalar da bir anda yok olup gidebiliyor.

Clausewitz ve Strateji

Prusyalı general Carl von Clausewitz, sürekli değişen koşullara göre savaş stratejilerini değiştiren anlayışın en önemli öncülerinden birisi oldu. Clausewitz’e göre ne kadar plan yaparsanız yapın, daha ilk anda planlarınıza tam uyan bir senaryo gerçekleşmediğini göreceksiniz. Yapılması gereken, değişen koşullara göre hızla yeni kararlar ve pozisyonlar alarak ilerlemektir. Yani durağanlık yerine değişen ve uyum sağlayan strateji konseptini esas alır. Clausewitz’in bu anlayışı, bugünün iş dünyası yöneticilerine de örnek teşkil etmektedir. (Clausewitz ve Strateji, Optimist Yayınları, 2010).

Kaos Teorisi

Kelebek etkisi olarak da bildiğimiz Kaos Teorisi, en basit şekliyle; önemsiz görünen herhangi küçük bir olayın tetiklemesi sonucunda, uzak ve bambaşka bir noktada çok büyük bir olayın gerçekleşmesine sebep olmasıdır. Örneğin Hitler sanat akademisine kabul edilmiş olsaydı bugünkü dünya tarihi çok daha farklı olabilirdi. Ancak günümüz dünyasındaki birbirini doğrudan etkileyen çok sayıdaki değişkenden ötürü işler biraz daha karmaşık. Yani artık kaos teorisinin gerçekleşmesi çok daha kolay. Bu da artık beklenmeyen gelişmelerin gerçekleşme hızını artırıyor. Artık bir yıl içerisinde, bundan 5 yıl öncesine göre çok daha fazla şaşırtıcı gelişmeye maruz kalıyoruz. Yani, günümüz dünyası artık tamamen kaos dünyası.

Günümüz dünyasının daha bilinmez, daha öngörülemez ve tekinsiz olmasının temel sebepleri; gelişen teknoloji, başa çıkılamaz bilgi üretimi, hayatın her yönünü etkileyen çok sayıda değişkenin bir arada olması, istikrar unsurunun önemini yitirmesi ve insanların tüketim algısının değişerek doyumsuz hale gelmesidir.

Hayatımızı etkileyen çok sayıda farklı değişken var

Fütüristler Derneği onursal başkanı ve işadamı Alphan Manas‘ın cnbc-e’de geleceğin tahmin edilmesine dair yaptığı söyleşide yazımızla örtüşen çok detaylar var. Konunun anlaşılması için izlemenizi öneririm. Buna göre, eskiye göre artık hayatımızı etkileyen çok sayıda farklı değişken, yani girdi var ve bunlar geleceğe dair isabetli tahmin yapmayı zorlaştırıyor.

Gelişen teknoloji

Teknoloji artık, hayal edilen çoğu şeyi hızla hayata geçirebilecek noktaya ulaştı. Hatta artık maker dediğimiz, kendi teknolojini evinde, garajında üretebilen bağımsız üreticiler sayesinde üretim artık firmaların tekelinden de çıktı. Bugün hayal ettiğiniz bir ürün çoktan hayata geçmiş bile olabilir. Ama günümüz dünyası bunu takip edebilmenize bile olanak vermiyor.

Başa çıkılamaz bilgi üretimi

Bilişim teknolojilerindeki hızlı gelişme ile artık günlük bilgi üretimi giderek artıyor. İnsanların mevcut koşullarda günceli yakalayabilmesi artık mümkün değil. Bilgiye tam anlamıyla hakim olamamak da yakın geleceğe dair isabetli tahminler yapmayı oldukça zorlaştırıyor.

İstikrarın önemini yitirmesi ve insanın doyumsuzluğu

Bilgi çağının yanı sıra artık tüketim çağında da yaşıyoruz. Artık herhangi bir konunun istikrar içermesinin önemi kalmadı. Aldığınız bir ürünün dayanım ve kullanım süresi düştü. Ürün kullanılmaz hale gelmese de biz sıkılıyoruz. Çünkü artık insanoğlu olarak daha doyumsuz hale geldik, sürekli yenilik istiyoruz. Ürünler, hizmet, ortamlar, insanlar bizi tatmin etmiyor.  Aklınıza gelebilecek her şey artık kolay vazgeçilebilir hale geldi. İnsanın bu genel tatminsizlik durumunda, yine insana dair isabetli tahminlerde bulunmak gerçekten zor.

Sonuç

Günümüz dünyası belirsiz, değişken, öngörülemez ve muğlak. Bundan değil 50 yıl, 5 yıl sonrasını bile isabetli öngörebilmek pek de mümkün değil. Kaos teorisinin şekillendirdiği dünyadan kaçış yok. Artık mesele, bu kaos dünyasında nasıl hayatta kalacağınız. Hem firmaların hem de çalışanların yapması gerekenler aşağı yukarı benzer: Değişimlere hızla uyum sağlamak ve sürekli gelişim. Yani geleceği isabetli tahmin edemesek de değişime uyum sağlamak zorundayız.

2 Yorumlar

Yorum Yaz
  1. 1
    İnsanlık 2.0 (Ray Kurzweil) - Ümit Büyükyıldırım

    […] Kitap 2005’te yayınlanmış, yani 2019’un sonunda olduğunu düşünürsek 15 yıl geçmiş aradan. Bu süreç içerisinde Ray Kurzweil’ın 2010’lu yıllar için öngördüğü bazı teknolojik gelişmelerin henüz gerçekleşmediğini (insan retinasına görüntü yansıtılmasının standartlaşması gibi) görüyoruz. Buradaki sorun, Kurzweil’ın yine iyimser bir yaklaşım içinde olması. Ancak çok sayıda farklı parametre tarafından etkilenen günümüzün kaotik ortamında yakın geleceğe dair isabetli tahminler yapmak da pek kolay değil. […]

+ Leave a Comment